İlk olarak filmi çok beğendim, yani öyle olduğunu sanıyorum. Aslında tam olarak ne kadar beğenmiş olduğum hakkında kafam karışık, o yüzden de şimdi izlememin arkasına taze taze yazıyorum.
Beklentilerimin oldukça üstündeydi. Film ilerledikçe beğenme katsayım arttı da arttı, arttı da arttı. Ancak finalde ağzımda garip bir tad kaldı, ne iyi diyebiliyorum ne de kötü. Third act(üçüncü perde) oldu kafamı karıştıran. Filmi başta beğenmeme sebebiyet veren yönünün bir tık abartılması(?) Olduğunu düşünüyorum bunun sebepinin de. Peki nedir bu sebep? Filmin ağırlığı, karanlık tonu.
Baştan alalım. Esas oğlanımız zaten yürüyen depresyon, ancak kendine göre sempatik bir havası var. Yaşadığı travmalar onu erken olgunlaştırmış olsa da-en yakın arkadaşının not bile bırakmadan intiharı ve çok yakın bir ilişkisi olduğunu düşündüğümüz teyzesinin araba kazasında can vermesi-sevilesi ve mazlum bir yavru köpek(şu an uyutulmak(!) İstenen garibanlar gibi) edası var. Bunun izleyiciğe hissettirilmesi hikayenin işleyişi açısından muazzam öneme sahip, çünkü bunu aralarına alan grup da bu tarz bir şey hissedip çocuğu aralarına katıyorlar. Velhasılıkelam buraya kadar sıkıntı yok, başarıyla işlenmiş.
Devam edelim Emma Watson ile, onun performansı ve karakteri için özel bir şeyler yazmasam olmaz. Diğer oyuncular yanında sönük kalmış demek istemiyorum, ama Emma Watson çok parlamış. Bundan daha iyi bir oyuncu seçimi yapılamazmış gerçekten. Esas oğlan Emmaya güzelliğinden ve cinsel cazibesinden ziyade karakterinin iyiliğinden ve ruhunun güzelliğinden dolayı bir bağ kuruyor, dolayısıyla da derin bir sevgi besliyor. Bizim nesil için crush değil de daha çok kızkardeş olan Emma Watson da bunu fevkalade biçimde izleyiciye aktarabilmiş. Kadının iç güzelliğine ve o güzelliğin dışarı yansıdığına ikna oluyorsunuz ki bunu yapabilmek zordur.
Kızla ilgili söylentileri öğrendiğinizde, tıpkı oğlan gibi bunlara pek ehemmiyet vermiyorsunuz. Bu sefer onun yaşamış olduğu travmaları -küçükken taciz edildiğini- öğrendiğinizdeyse yadsımak yerine daha da çok bağ kuruyorsunuz ve film daha da fazla anlam kazanıyor. Kötü ve anlamsız ilişkilerle kendini harcadığındaysa, yine tıpkı oğlan gibi, neden Emma neden triplerine giriyorsunuz. Bu ilişkileri görmenize rağmen yine de gözününüzde değeri düşmüyor, saf ve temiz olarak kalmaya devam ediyor. Özetle Emma Watson mükemmel oyunculuğu ile, esas oğlanın onun karakteri hakkında hissettiği her şeyi biz izleyiciye de hissettirmeyi başarabilmiş.
Devam ediyor işte olaylar, travmalar herkes için. Babasından dayak yiyen gizli eşcinsel arkadaş, işte bizim oğlanın bir yerde gözünün kararıp milleti dövmesi, doğruluk mu cesaret mi oynarlarken sevgilisinin yanında Emmaya yapışıp tabire caizse sıçıp batırması falan, arada güzel eğlenceli anlar falan derken geliyoruz finale…
İşte benim için de ipin ucunun kaçtığı yer final oldu. Oğlanı teyzesinin taciz ettiğini gördüğümde, bir de aniden göstermişler allahsızlar, ilk düşüncem “ yoh artık, e bu da fazla hardcore” oldu. Bu ana kadar her şey süperdi, soluksuz izliyordum. Buraya kadar filmin karanlık tonunun kattığı ağırlığı çok başarılı ve dengeli bulmuştum, bu sayede diğer tozpembe lise filmlerinden ayrılıyor ve bir nebze de olsa gerçekçilik kazanıyordu benim gözümde. Ancak burası beni inandırmadı. Biraz abarttıklarını düşündüm, daha da doğrusu hissettim.
Bu tarz bir şeyin başına gelebileciğine muhtemelen kimse kendisinin veya bir sevdiğinin başına gelmeden inanmaz, ama bu tarz şeyler yaşanıyor. Belki de film bunu amaçlamıştır, zaten inandırıcı olmaması gerekiyordur. Şaşkınlığa uğramamız, şok olmamız… Ancak sinema hep dediğim gibi his meselesi. Ben bu finalin, bu abartının gereksiz olduğunu hissettim. Bu tarz travma yüklemelerinin de bir sınırı var, şu an filmin bu sınırı geçmiş olduğunu düşünüyorum. Ya zaten en yakın arkadaşını öldürmüşsün, teyzesini öldürmüşsün. Bir de üstüne teyzesi ufacık çocuğu taciz ediyor gitmeden, ne gerek var. Bu çocuk yeterince çekmedi mi hali hazırda. İntihara teşebbüsün de bir yerde karşımıza çıkacağını tahmin etmiştim, ama böyle mi olmak zorundaydı. O da sanki daha iyi ayarlanabilirmiş.
Özetle film sonda, yine filmin başta yükseltmiş olduğu beklentileri karşılamadı. Sonlar tabii ki de çok önemli, belki de en önemlisi. İnsanın aklında onlar kalır genelde. Ancak bu birçok açıdan çok başarılı bir film, hakkını vermek lazım. Ayriyeten final de aslında o kadar kötü değildi, sadece filmin geri kalanının altında kalıyordu. Çoğu film daha en başta çıtayı bu kadar yükseğe çekemiyor. Sonuç olarak filmin finale kadarki kısmı Emma Watson, finali de geri kalan kadro diyebiliriz. Yine de çok beğendiğim bir film oldu, iyi yanları oldukça ağır basıyor ve ben de o yanlara odaklanıyorum. İyi ki izlemişim.
Metehan Ulusoy
2.8.2024