10 Ocak – Serseri Aşıklar(1960) – 80
13 Ocak – Clerks(1994) – 86
17 Ocak – Seven Samurai(1954) – 96
23 Ocak – Selvi Boylum Al Yazmalım(1977) – 84
24 Ocak – Challengers(2024) – 95

Seneye güzel bir başlangıç. Keremle iki film izledim Mithat Alam’da, sonunda bu geleneği de başlatmış olduk uzun zamandır istediğim. Umarım Önümüzdeki aylarda da düzenli film izlemeye devam edeceğiz. Bu yaz yeni eve televizyon bakıyordum, sonra dank etti ve şu cümleyi yazdım “önemli olan kiminle neyi izlediğim”. Sinema inanılmaz bir sanat, film münferit izlenebildiği gibi dostlarla paylaştıkça da güzelleşebiliyor. Kaliteli bir filmi sağlam bir ekiple tüplüden de izlesen fark etmez, hatta belki onun bile ayrı bir tadı olur. Şimdiye kadar filmlerimi ağırlıklı olarak yalnız izledim, artık sevdiklerimle de paylaşmak istiyorum bu zevkimi.

Filmlere gelelim, İlk film Godard’dan fransız yeni dalgasının önemli filmlerinden. O kadar beğenmedim, ancak yine de kendine has bir özgünlüğü vardı filmin. Etkisi de tartışılmaz. Farklı filmler izlemek her zaman iyidir

Clerks komedi yapmak için paraya ihtiyaç olmadığının en büyük ispatı, gül gül bittim.

Seven Samurai tartışmasız başyapıt. Üstüne yazı yazmayı da düşündüm, ama Kerem tek cümleyle olayı çok güzel özetledi: “Bir film ancak bu kadar geniş bir şekilde her duyguya dokunabilir.”

Selvi Boylum Al Yazmalım, müziği bile yeter. En iyi film mi? Hayır, ancak ayrı bir tadı var. Türkan Şoray’ın mükemmel köylü güzeli portresi olsun, Kadir İnanır’ın karizması ve Ahmet Mekin’in babacanlığı olsun çok özel bir filmdi. Bizden bir film, bizim yıldızlarımız var. Unutmamak lazım bu klasikleri, arada sırada da olsa izleyip izlettirmek lazım.

Challengers mükemmel bir filmdi, beklentilerimin çok üstünde kaldı. Üstüne kesinlikle bir yazı yazmam lazım, ancan öncesinde tekrardan izlemem gerekebilir. Çok sevdim filmi