Ağustos-Eylül 2025


5 Ağustos – The Conversation(1974) – 75

6 Ağustos – Battleship Potemkin(1925) – 80

7 Ağustos – Decision to Leave(2022) – 94

11 Ağustos – High Noon (1952) – 80

12 Eylül – Good Will Hunting(1997) – yeri ayrı

16 eylül – the bear s4

26 eylül – demon slayer filmi sinemada (Aslı mutlu oldu)

Bu aylar, epey yoğun geçti. Pek bir şey izleyemedim, ancak izlemek üzerine epey önemli fikirlere vardım.

Bu yaz ilk film analizi dersimi aldım. Çok zorladı, kesinlikle benlik değil. Ben bu işin sporunu yapmak istemiyorum, benim için bir hobi olarak kalsın istiyorum. Filmler üstüne konuşayım, yazayım, düşüneyim, ancak profesyonel şekilde bu işi yapmak benim için filmin büyüsünü bozuyor. Bu kadar teknik yaklaşmak istemiyorum, çünkü bu hobi benim için çok değerli ve çocukluğumdan beri bir şeyler izlemek benim için büyüleyici bir deneyim.

Bir şeyler izlemezken, uzun süre dizi film bakmadığım dönemlerde bir şeyler hayatımda eksik kalıyormuş gibi hissediyorum. Kitap okumazken de böyle oluyordu. Yine bir şekilde, azalmış olsa dahi, kitap okumayı hayatıma entegre edebildiğim için çok uzun süreler hiçbir şey okumadan gitmiyorum. Az okuyor olmam yine rahatsız ediyor tabi. Ancak uzun süre bir şey izlememek, vakit bulamamak, üşenmek, boş hissettiriyor. Üzüyor beni. Artık bu olsun istemiyorum. İzleyeyim, severek ve isteyerek izleyeyim istiyorum. Bu bir ödev olarak bakacağım son şey olmalı.

En önemlisi en çok kimle geçirdiğim vaktin en değerli olduğunun tekrardan ayırdına vardım. Aslı ile sinemaya gittik, sinema günü gibi bir şey vardı. Bilet tanesi seksen liraydı, bir orta mısır da yine aynı fiyattı. Film pek iyi değildi ama Aslıhan’la bir şey paylaşmış oldum, film izlemek de biraz diğer izleyicilerle bir şeyler paylaşmak üzerine kurulu zaten. Çok ilgili, çok akıllı, yaşına göre çok da olgun. Artık istekli gibi de duruyor. Asıl ona vakit ayırmam lazım, birlikte yapabileceğimiz aktivitelerin başında da zaten bir şeyler izleyip üzerine konuşmak geliyor. Onunla düzenli dizi film izlemeyi çok isterdim.