Sağlam dizi olmuş.
Pek bir şey beklemeden, çok az yorumlara baktım sadece, direkt açıp izlemeye başladım. Bir oturuştada izleyip bitirdim zaten, gerçekten sağlam bir iş çıkarmışlar.
Çok hızlı giriş yapıyoruz öncelikle olaylara, ilk bölümün başındaki ev baskını dizinin temposunu arttırıyor ve sonrası için meraka sokuyor. Çocuk suçlu mu, suçsuz mu derken hakkında henüz pek bir şey bilmediğimiz çocuğa acıyor ve onla empati kurmaya başlıyoruz. Neticede ufak bir çocuk bu, daha on üç yaşında. Baskından sonra yavaşlayan tempo sonlara doğru tekrardan hızlanıyor ama, Sonda da hikaye tamamen gözler önüne seriliyor. Çocuğun işlediği kan dondurucu suçun kamera kaydını izliyoruz direkt olarak. Ben yine de tam inanamamamıştım gördüğüme. Daha üç bölüm var, herhalde başkası mı çıkacak diye düşünmüştüm. Çıkmadı ama.

İkinci bölümde okuluna gidiyoruz çocuğun. Burada aslında yetişkinlerin ne kadar gerçekliğe uzak olduğunu ve çocukların dünyasına kıyasla ne kadar az şey bildiklerini kesif bir şekilde görebiliyoruz. Meful kız meğersek çocuğu yoğun bir şekilde zorbalıyormuş, arkadaş falan değillermiş. Ama internette, genç neslin arasında bambaşka bir dünya var yetişkinlerin hiç haberinin olmadığı. İki nesil arasındaki uçurum hiç olmadığı kadar büyük belki de.
Üçüncü bölüm tamamen psikologla çocuk arasında geçiyor. Bu bölüm çocuğun iç dünyasını göstermesi açısından çok başarılı olmuş. Genç aktörün oyunculuğuna değinmeden geçemeyeceğim, yaşının çok ötesinde bir performans sergilemiş gerçekten de. Ne kadar yalnız ve kirlenmiş bir zihne sahip olduğunu görüyoruz, acımasız dünyasında ne kadar çok acı çektiğini. Ufak bir çocuğun nasıl böyle bir suç işleyebileceğini anlamaya başlıyoruz.

Son bölümse en başarılı bulduğum bölümdü. Geride kalanları ve onların acılarını çok yıkıcı bir şekilde göstermişler. Genç suçluları normalde suça iten yine hastalıklı bir aile olur, ancak çocuğun ailesi gayet normal bir aile. Babası, annesi, ablası, hepsi gayet normal ve iyi gözüken insanlar. Ancak çocuk kan dondurucu bir suç işleyebiliyor. Suç çocuğun, orası tamam, ama neticede suçlu sadece bir çocuk, ailesinin bu suçta ne kadar payı var veya yok? Bana çok korkutucu gelmiştir hep, ne kadar doğru bir baba olursam olayım, çocuklarımın her şeye rağmen yanlış yola gitme ihtimali. Neticede insan, başkasının hareketlerini tamamen kontrol edemez. Başkasının hayatını onlar yerine yaşamak mümkün değil, onlar çocuklarımız olsa dahi. İnsan sadece kendi eylemlerini kontrol edebiliyor. Bu ihtimali kabullenmek de ana baba olmanın bir parçası herhalde.
Sonuç olarak gayet başarılı buldum. Bu tarz politik ve ağır filmleri çekmek kolay değildir, olayları dürüstçe ve düzgünce ele almak zorlaşır. Bence faili ve onun bakış açısını objektif bir şekilde ele almış. Film izleyiciye üstten bakıp gözüne gözüne mesajlar sokmaya da çalışmıyor, sadece olan durumu gözlemliyor olağanca gerçekliğiyle(bu gözlem ve gerçekçiliği de uygulanan tek çekim tekniği destekliyor) ve yorum işini de yine seyirciye bırakıyor. Evet, genç erkekler bir kriz içerisinde. Peki bu kriz neden var ve nasıl çözülecek? Film bu soruların cevaplarını vermiyor, ancak bu konuda duygu yüklü bir hikaye anlatıp izleyiciyi bu konuda düşünmeye teşvik ediyor. İyi film, iyi sanat eseri de budur zaten. Cevaplara sahip olduğunu iddia etmez, soruları sorar ve düşündürür.