Temmuz


1 Temmuz – Hiroshima Mon Amour(1959) – 84

5 Temmuz – 28 Years Later(2025) – 85

5 Temmuz – F1(2025) – 75

6 Temmuz – 28 Days Later(2002) – 96

8 Temmuz – The Grand Budapest Hotel(2014) – 87

8 Temmuz – La Haine(1995) – 88

23 Temmuz- Snake Eyes(1998) – 65

Bu filmlerden sadece sonuncusunu yalnız izledim, kalan tüm filmleri ya ailemle sinemada ya da arkadaşlarımla Mithat Alamda izledim. O açıdan keyifli oldu.

Hiroshima Mon Amour ilginç bir filmdi, film dersi için izledim. Çok karışık bir hikaye anlatımı vardı, aslında güzel de bir filmdi. Kerem epey beğendi.

28 Years Later’ı uzun zamandır bekliyordum, ilk filminin hastası olduğum için. Filme annem ve kardeşimle birlikte gittik. 28 Days Later’dan çok farklı bir film, hatta hiç alakaları yok bile denebilir. Bağımsız bir zombi filmi gibi ele almak lazım, öyle alınca da başarılı ama o kadar da başarılı değil.

Aynı gün akşamı da babamla F1 filmine gittim, tam bir sinemada izlemelik hollywood blocbuster olmuş.

28 Days Later’ı tekrardan kardeşimle izledim, harika.

The Grand Budapest Hotel de yine izlemiş ve beğenmiş olduğum bir filmdi, sinema dersi için tekrardan izledim. Wes Anderson gerçekten de mizansen işini çözmüş, süper film. Film bana muhteşem bir roman olan Hotel Savoy’u anımsattı.

La Haine da çok başarılı bir filmdi, o getto yaşamını iyi işlemiş. Kerem Onayladı.

Snake Eyes’ı da sinematografi konusu etrafında film analizi dersi için izledim. Çok başarılı bir sinematografi vardı ve Nicholas Cage kendini izletiyordu, ancak o kadar da iyi bir film sayılmaz.

Bir de sonunda Hbo’nun Oz’una başladım. Harika bir dizi, çok sevdim. Aile evine gittikçe izliyorum, bitince onun üstüne de yazarım.