Beklentilerimin çok üstünde bir filmdi.
İlk olarak gözümde artık bambaşka bir konuma oturan Zendaya’dan, filmin gerçek starından başlamak istiyorum. Bundan böyle de ondan kısaltma olsun diye Ayşe diye bahsedeceğim. Ayşeye ve oyunculuk yeteneğine karşı önyargılıydım en başta, ama tüm önyargılarımı yıkmayı başardı. Gerçekten oyuncuymuş, inanılmaz bir performans sergilemiş.
Ayşe inanılmaz hırslı, yetenekli, egoist. Her şeyi tenis. Dolayısıyla da sakatlanınca ve tüm hayalleri suya düşünce, kendi erişemeyeceği hayallerine başkası üzerinden erişmeye çalışıyor. O yüzden sevgilisini bile değişiyor, o zamana kadar daha başına buyruk ve kendi duruşu olan Patrick’i bırakıp yerine uysal Art’ı koyuyor. Ayşede karşılıksız sevgi yok gibi neredeyse. Ona “I love you” diyen Art’a “I know” diye cevap veren bir kadın bu.

Diğer iki karakterimiz Patrick ve Art da çok enteresan. Patrick de Art da başta gerçek başarı için gereken her şeye sahip değiller. İkisi de çok yetenekli, ancak eksikleri var. Patrick’te o hırs, o “drive” eksik. Tam potansiyelini açığa çıkartamıyor dolayısıyla, profesyonel sporcu adam sigara içiyor bir kere. Art’da da yeterli özgüven yok, kendinden emin değil. Mental olarak zayıf, Ayşe bunu eline kukla gibi alıp oynatmaya başlayınca ancak o zaman gerçek başarıya ulaşabiliyor. O zaman bile asıl başarı Ayşeye ait ama, Art’ın eksik olan iradesini Ayşe tamamlıyor.
Bir de bunların tenisle olan ilişkilerinden ayrı birbirleriyle de çok ilginç bir ilişkileri var. Art da Patrick de tek başlarına Ayşeyi tatmin edemiyorlar, ikisini toplasan Ayşeye yeter mi o da şüpheli. Ayşe bu ikisini de ihtiyacına göre kullanıyor. Bir de bu ikisinin kendi aralarında çok derin bir bağ var, son sahnede o bağın çok darbe almasına rağmen kopmadığını da görebiliyoruz.
Son sahneye kadar çok iyi gitmişti. Filmin kurgusu olsun, zaman örgüsü ve deli müzikleri olsun hep çok başarılı. Müzikler hele çok uymuş. Çok sert ve hızlı her şey, tıpkı Ayşe gibi. Bu tarz lineer olmayan olay örgülerini tutturmak zordur, çok iyi iş çıkarmışlar.
Sondaki climax, Patrick’in Art’la sözsüz girdiği iletişim fevkaladeydi. Ondan sonra Patrick’in Art’ ezmesini bekledim ve kardeşlik kazanınca bir garip oldum. Ancak üstüne düşündükçe sonu daha da çok beğeniyorum. Bu adamların arasında Ayşeden bağımsız derin bir sevgi ve bağ var, bunu çok güzel başarmayı becermişler.
Araya kadın girdikten sonra dostluğun bozulmaması mümkün mü? Ayşe farklı karakterde bir kadın olsaydı sonuç farklı olur muydu? Bu soruların cevabı bende yok, ancak film harika, o konuda eminim.