Vasat, vasatın altı bir sene. Benim için gelenektir, her sene tüm en iyi film adaylarını izlerim. Ardından ödül törenini de canlı seyrederim. 2021’den beri aksatmadım hiç, ancak bu sene en iyi film adaylarının yarısını filan izlemedim. Töreni yine canlı izledim tabi.
İzlediğim seneler arasında en dandiği kesinlikle. Hala izlemediğim Emilia Perez, Nickel Boys ve I’m Still Here kaldı. Bunlardan I’m Still Here’ı izlemek istiyorum, izleyememiş olmamın sebebi filmi internette bulamamamdı. Ancak diğer ikisini, hele hele Emilia Perez’i hiç çekebileceğimi sanmıyorum.
Çok zayıftı ya, yorum yapasım bile gelmiyor. Senenin zayıflığından tüm ödülleri Sean Baker’ın kafasına fırlattılar. Adam sıfır oscarla gelip dört oscarlan döndü, her şeyi adama verdiler. Anora bence de çok güzel bir filmdi, adaylar arasında kesinlikle en kuvvetli oydu ancak rakipleri de bir haylı güçsüzdü. Misal Wicked ne ya en iyi film olarak. Annem ve kız kardeşimle izledim, tam anne ve kız kardeşle izlemelik bir filmdi. Müzikler ve danslar falan hoştu ama o kadar, en iyi film adayı ne demek? Geçen sene de Barbie yapılmıştı zaten, Holywood’da her şey para tabii…
Genel olarak hatırlanmaya değer bir gece değildi, ben de kısa kesicem birkaç kısa yorumla o yüzden. Conan sunuyordu, kendisini pek sevmem ve itici bulurum. James Bond ile ilgili özel sekans yapmışlardı, o hoştu. Bir de Adrien Brody’nin uzata uzata bitiremediği bir konuşması vardı, pek de başka bir şey de kalmamış aklımda. Nerede o eski tokatlı mokatlı oscarlar.

Özel olarak değinmek istediğim tek ödül en iyi aktris. Şimdi ikisi de çok iyi oynadı, harika işler çıkardılar. Ben kesinlikle Mikey hak etmedi demiyorum, ama Demi abla daha çok hak etti diyorum. Oyunculukları arasında pek bir fark da yoktu zaten, ama bir tarafta sinemaya adanmış bir ömür ve o ömrün en büyük performansı var. Mikey kızımız daha yirmi beş yaşında, gencecik ve çok yetenekli. O daha çok ödül alır. Ama Demi abla, epey yaşlandı artık. Ona verseler iyidi.